Yazar-Oyuncu Kadriye Ataman Hayatın İçinden…
Yazar-Oyuncu Kadriye Ataman Hayatın İçinden…
Sevgili okuyucularımız röportajım; birçok alanda yükselişini sürdüren Kadriye Ataman ile... Kendisi Yazar-Şair-Oyuncu ve Hemşirelik kategorilerinde şiirler yazmış bir yazardır.
-Merhaba Kadriye Hanım... Nasılsınız? Sizi şahsi ve mesleki kişiliğiniz ile okuyucularımıza tanıtabilir miyiz?
İyiyim teşekkür ederim çok sağ olun. Siz nasılsınız? Evet, tabii ki…
-Yazar olmadan önceki mesleki ve genel hayatınızı anlatır mısınız?
Yazar olmadan önce sağlık sektöründe çalışıyordum. Mesleğimi severek icra ediyordum. Diğer taraftan da şiir yazmayı çok seviyordum. Zaman buldukça şiir ve hikâye yazıyordum. İşe gidip gelme, çeşitli sosyal aktiviteler ve şiir yazma üçgeninde kendimi ruhen iyi hissettiğim bir yaşamım oldu hep.
-Şiirler yazıyorsunuz… Ne zaman başladınız? Sizi yazmaya yönlendiren ne olmuştu?
İlkokuldayken öğretmenimin 23 Nisan şiiri yazmamızı istemesi ile başladı şiir yolculuğum. Öğretmenim, benim 23 Nisan şiirini okuduktan sonra çok beğendiğini söyledi. ‘Şiiri sen mi yazdın gerçekten?’ Diye sordu. Ben de ‘evet benim duygularım’ diye cevap verdim. ‘Çok güzel olmuş, ileride şair olmayı düşünür müsün? ‘ dedi ve o anki çocuk düşüncelerimle net bir cevap veremesem de içime şairlik tohumları serpildi. Sonrasında hayallerim duygularımı ve cesaretimi destekledi ve her boş zamanımda duygu ve düşüncelerimi yazmaya başladım.
-Yazar olup şiir yazmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek mi ön planda oluyor?
Aslında bu tartışılabilir bir konu fakat benim şahsi görüşüm; şiir ya da yazmak ruhen hissedilebilecek, teknik ya da teori gerektirmeyen hissel bir durumdur. Bir insan akademik olarak ne kadar donanımlı olsa da duygu yoksunu biri ise şiir ya da yazı yazma konusunda başarılı olamayabilir. Hisseden kişi, yazar diyebiliriz kısacası…
-Şiir yazarken etkilendiğiniz bir Şair oldu mu? Şu Şair beni etkiledi diyebilir misiniz?
Çocukken örnek aldığım, şiirlerini severek okuduğum bir şairler vardı. Can Yücel, Orhan Veli ve en önemlisi Nazım Hikmet… Onları da şuan saygıyla anıyorum.
-Ne tür şiirler yazıyorsunuz? Tema oluştururken faydalandığınız soyut - somut veriler nelerdir?
Duygusal şiirler yazıyorum. Tamamen aşk ve ayrılık üzerine…
-Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve şiirlerinizin teması ile ilgili vermek istediğiniz mesaj nedir?
Aşk temalı şiirlerim… Aşık iki insan birbirlerine tutku ile bağlanmış ve sonunda ayrılık yaşamışsa bunlardan etkileniyorum. Aşık olmak ve aşık kalmak duyguları daima yüzeyde tutar…
-Şiir yazma sanatınızı icra ederken detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?
Hayır.
-Etkilendiğiniz veya örnek aldığınız yazarlar var mı? Varsa size faydalı oluyorlar mı?
Hayır. Genelde yaşadığım ya da içinde bulunduğum ruh halime göre yazdım hep…
-Kendinizi şiir yazmak için şartlandırır mısınız? Yoksa gerçek duygu ve düşünceleriniz ile mi konuya adapte olursunuz?
Gerçek duygu ve düşüncelerim ile anlık gelişen bir durum. Tamamen hayatımın içindeki duygularım.
-Şiirlerinizinbaşarılı olabilmesi için sizce olmazsa olmaz koşul nedir? Olmazsa olmazı insanların kalplerine mi hitap etmeli?
Kalpten kalbe geçmeli bir şiir... Duygulara hitap etmeli tabii ki de…
-Yazdığınız şiirlerinizin tanıtımını yapıyor musunuz? Tanıtım konusunda sıkıntı oluyor mu? Olursa; yardımcı olacak şahıs ve merci oluyor mu?
Tanıtım yapmadım şuana kadar. Bir iki programa katıldım ama buradaki amaç şiirlerimin reklamını yapmak değil, hislerimi daha fazla insana hissettirmek oldu.
- Bir de oyunculuk kariyeriniz var… Hangi dizi de oynadınız? Oyuncu olmak nereden oluştu?
Bir programda, yazdığım şiirlere dair bir onur belgesi takdim edildi. O esnada Yönetmen ve Kameraman Necati Kurnaz Bey ile tanıştı. Kendisi, senaryo yazıp, yöresel film çekiyormuş. Bana, yazdığı senaryoda rol almayı teklif etti. Kabul ettim. Oyunculuk adımlarını da böylece atmaya başladım. Üç dizi çekildi youtube üzerinden yayınladı. ‘Kuyu’, ‘Gulyabani’, ‘Sarı Çizmeli Adam’ isimli dizilerde rol aldım.
-Oyunculuğa devam edecek misiniz? Başarınıza yeni bir etiket var mı?
- Evet devam edeceğim. Evet, yeni bir senaryo var. O projede de tekrar rol almayı düşünüyorum.
-Toplumumuzda yazar ve şairlere duyarlılık ne durumda? Nasıl değerlendirebilirsiniz? Sizin bir beklentiniz var mı?
Toplumumuzda maalesef şair ve yazarlara pek ilgi yok. Beklentim elbette ki insanların hissetmesi ve hissettikçe de okuyup yazması…
-Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Herkesin hissedebildiği, duygularında samimi ve şeffaf olduğu, karşısındaki insanların duygularına duyarlı ve saygılı olduğu, hisleri okuduğu, hissettiklerini yazdığı ve paylaştığı bir dünya diliyorum…