Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj

Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj

SANATÇI YEŞİM KALE İLE SANATINA DAİR RÖPORTAJ 

-Yeşim Hanım merhaba... Nasılsınız? 

Teşekkür ederim, iyiyim. Sizinle tekrar bir araya gelip sohbet etmek, röportaj yapmak, okuyucularınızla paylaşmak beni mutlu etti. 

-Bize biraz sanatınızdan bahseder misiniz? Resimlerinizle ne anlatıyorsunuz? 

Benim sanatım; alışılagelen resim ve tekniklerinden uzak, ışığı ve gölgeyi renkleriyle var eden, gelecekte de uygulanacak tekniklerle, duyguları, aşkı insanın iç dünyasını, hakikatini, doğayı ve doğanın insanda yarattığı etkileri anlatan bir sanattır. Renkleri çok seviyorum ve renk skalasındaki her renk eserlerimin kompozisyonu içerisinde yer alır. 

Resimlerimde yer alan figürleri heykele dönüştürüp üç boyutlu bir şekilde izleyebilirsiniz. Özgündür, farklıdır, renklerin yazdığı hikayeleri anlatır. 

Şu anda seramik sanatçısı arkadaşım Teslime Güç ile bir proje oluşturduk. Benim resimlerimdeki figürleri seramik heykellere dönüştürdü ve çok güzel eserler oluştu. Bu eserlere de sergilerimde, fuarlarda yer vereceğim. 

-Bir sanatçı gözüyle, dünyada ve Türkiye’de sanat nasıl? 

Aslında bu soru, sanatçı gözüyle cevaplarsam, sanatımızda seçtiğimiz ve etkisinde kaldığımız akımlara göre değişiklik gösterebilir. Ancak tarafsız olarak gözlemlediğim, dünyada sanat, Amerika’nın öncülüğünde, çağdaşlaşıyor. Sanatın merkezi Paris’te, modern müze ve koleksiyoner sergilerini gezdim. Galerileri takip ediyorum. Moda devlerinden Dior ’un müzesindeki bir duvarda CY Twombly eseriyle karşılaşmak, Bourse de Commerce ’de Pinault koleksiyonunun tümünün çağdaş sanat eserlerinden oluştuğunu görmek, Perrotin, Gagosian vb. gibi günümüzün çok ünlü galerilerinde soyut resim ve heykellerin, popart sanatın daha fazla yer aldığını görmek, sanat fuarlarında da sanatçıların sunduğu yeni eserlerin, klasik tekniklerden uzak, grafik temelleri üzerinde yapılan resimler olduğunu görmek beni bu konuda yönlendirdi, diyebilirim. Bence bu sanatta büyük bir özgürlük… 
Türkiye’ye gelince, takip edebildiğim kadarıyla sanat, çağdaş sanat konusunda ciddi adımlar ve girişimler olmasına rağmen, hala klasik ve modern sanat akımlarını sanat olarak benimsemiş, sanatçılar, üniversitelerdeki öğretim görevlileri, küratörler, sanat eleştirmenleri, galeriler, resim-heykel kursları ve sanat danışmanları etrafında dönüyor. İstisnalar hariç, Türkiye’de, dünyaya çağdaş sanatı taşıyacak kimseyi göremiyorum. 

Dünyada sanat, çağdaş sanat ve dijitalleşmeye evriliyor. Ressamların yaptığı klasik eserleri ve heykelleri, robotlar çok daha hızlı ve kusursuz biçimde yapabiliyor. Ama bir şey var ki, o da insanın yaratıcı zekâsı ve gönül dünyasıdır. İşte bu, sanatın gerçek geleceğidir. Tekniklere takılı kalmadan, insanın sanatı nasıl yarattığına bakmalıdır. 

-Sanat bir iş sektörü olarak mı görülüyor? 
Bana göre, Türkiye’de ve dünyada, evet. Çünkü, paraya dönüşmeyen, yüksek talep görmeyen her eser, her sanatçı dikkate alınmıyor. Eğer bir geliri yoksa, dünyanın en yetenekli ve en usta sanatçısı bile sanatını yapamaz. Bunu geçmişte Van Gogh ’da görürüz. Sanata adanmak için sadece sanat çalışmanız lazım… Malzemelerinizi alıp yaptığınız eserlerinizi sergilerde göstermeniz lazım… Galeriler satabilecekleri eserleri ve sanatçıları değerlendiriyorlar. Bu işin bireysel kısmı… 

Tabii ki sanat bir sektör… Sanat malzemeleri üretenlerle, sanatçının eserlerini sergileyen galeriler, tanıtımını yapan firmalar, basın, sosyal medyasını ve web sitesini planlayan ekip, satış ekipleri, yurtiçi ve yurtdışı bağlantılarını yapacak ve sanattan anlayan çalışanlar, sanat fuarları, fotoğraf çekimleri, katalog ve kitaplarını hazırlayacak, ortak çalışmalar yapabilecekleri ara elemanlar, arı gibi çalışması gereken insanlardan oluşan koca bir sektör… 

-Kültür ve sanat eğitimi alan öğrencilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? 

Çok azı hariç, mesleklerini yapmıyorlar. Donanımlı bir şekilde mezun olsalar bile, Türkiye’de çalışabilecekleri müze, galeri, mezat veya sanatçı sayısı az… Zaten çoğu sanatçı bireysel çalışıyor, kendi ekipleri veya ortak çalışabilecekleri bir ekipleri yok…Her şeyi çözümleyemiyorlar tabii… 

Mezun olan öğrenciler, yurtdışında bir master veya çalışma imkanları yoksa, bir süre iş arıyorlar ve sanatla ilgili bir işe olan ilgileri gittikçe azalıyor. Kendilerine hayat garantisi sağlayacak başka işleri yapıyorlar. Bu yüzden, karamsar düşünmemek lazım ancak pek gelecek göremiyorum. Sadece, sanatını ve adını duyurabilenler çoğaldıkça ve sanat geliri masrafları çıkardıktan sonra karlı olursa, o zaman olabilir. Çünkü bütçe önemlidir. 

-Siz diş hekimisiniz aslında, neden meslek pratiğini bırakıp tamamen tasarım ve sanatla ilgilendiniz? 

Aslında diş hekimliği bırakılacak bir meslek değil, iyi gelir de getiren bir meslek… Sağlığınız elverdikçe, emekli de olmazsınız. Tabii onun da ülkemizde artıları eksileri var, ancak yine de bir ihtiyaç olduğu için altın bileziktir. İnsanların zevkine bağlı bir meslek değil. İşinizi iyi yapıyorsanız ve can acıtmıyorsanız, eliniz hafifse, kulaktan kulağa duyulup tercih edilirsiniz. 20 Yıl meslek pratiğini gerek kliniklerde gerek özel muayenehanemde icra ettim. Bunu yaşayarak öğrendim.  

2015’te babamın vefatı beni çok etkiledi. İnsan bir kez doğuyor ve benim içimde tasarım ve sanata karşı bir aşk olduğunu keşfettim. Seyahatlerimde Avrupa’da sanatı keşfettim. Sanat ile ilgili kitaplar okudum. Mevcut bir gelirim olduğu için, sanat ile meşgul olmaya karar verdim. Resim yapıyordum, belli bir teknik eğitim almıştım, hobi olarak görüyordum. Fakat, tuvallere resim yapmaya başladıktan sonra, hayatımda sanat olsun istedim. 

-Eserlerinizden ilham alınıyor mu? Kopyalama yapılıyor mu? Siz bu konuda nasıl bir önlem alıyorsunuz? 

İki sene içinde yüzden fazla resim yaptım. Yirmiden fazla karma sergi, altı kişisel sergi, yurtiçi ve yurtdışı sanat fuarlarına katıldım. Özel koleksiyonerlerim oluştu.  

Tabii ki, eserlerime ilgi duyanlar, fikirlerimden ilham da aldılar, az sayıda kopyalayan da oldu. Ben sanata profesyonel olarak yaklaşıp belli bir yol açınca ve yöntemlerimi paylaşınca o yolu takip edenler de oldu. Başta kızıyordum, fakat sonradan bunun bencillik olduğunu düşündüm. Bir insan ne kadar taklit ediliyorsa, etki insanıdır diyebiliriz. Etkilendiğiniz insanlar, sizin için bir rehberdir ve ücret beklemezler.  

Sadece belli tekniklerimin patentini aldım. Onların yapıldığını görürsem sözlü ve yazılı olarak uyarıyorum. Zaten uyarınca vazgeçiyorlar. Yasal süreç başlatacağım dediğim bir sanatçı olmadı.  

-2023’te Yurtdışında ve yurtiçinde sergi veya fuara katılma projeleriniz var mı? 

2022 de yurtdışında iki karma sergi ve iki fuara katıldım. 2023 için sadece tek bir karma sergi var. 2024’te yine iki karma sergi ve bir fuar katılımım olacak.  

Yurtiçinde, 2023 için Goya Art Gallery ile birkaç karma sergi düşünüyorum. Kişisel sergi planım yok. 2023’te La Vision Art Gallery ile Art Ankara’ya katıldım. Yine onlarla Temmuz’da Bodrum ve Kasım’da IAAF İstanbul’a katılacağım. 

-Ressam olarak bir de yazı ve şiir yönünüz var… Sizi şiir ve kitap yazmaya yönlendiren ne olmuştu? 

Çocukluğumda yazmaya merakım vardı. Hem şiir dediğim kafiyeli sözlerim, hem de yazılarım vardı. Kendimi yazıyla, kelimelerle iyi ifade edebiliyordum. 2010’da bir kitap çıkardım. “Sultanların Aşkı” Hürrem Sultan’ın otobiyografik kurgu hikayesini yazmıştım.                                                                   

Diş hekimliği mesleği yoğun ve yorucudur. Bir de annelik olunca yazı yazdım ama yayınlamadım. 2023 Ocak’ta ikinci kitabım yayımlandı. Ancak yazılarım ve şiirlerim resim sanatımda etkili oldu. Bu sayede, kendi sergi manifestolarımı, sosyal medya için gereken yazıları, basın ilanlarını, resimler için yazacağım şiirleri paylaşma imkanım oldu.  

-Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz? Sanat sevgileri varsa vazgeçmesinler.  
Ben 48 yaşında sanatçı oldum. Hala da sanatçı kalmaya çalışıyorum. Çalışıp öğrensinler. Gerek yurt içi gerek yurt dışında sanatı takip etsinler. Müzeleri, galerileri gezsinler. Her nasıl sanata dair besleniyorlarsa, o konular üzerinde pratik yapsınlar. Sanatın duayenleri ile tanışıp onlardan fikir alsınlar. Profesyonel olarak sanatı icra etsinler. Yerinde eleştirileri değerlendirip haksız eleştirileri dikkate almasınlar. Sezgilerinin ve akıllarının yönlendirmesiyle yol alsınlar.                                                                           

-Sosyal medyada sizi takip etmek isteyenler için adresiniz? 

@yesimkaleart @yesimkalejewelry 

Teşekkür ederim. 

 

 

Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  1
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  2
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  3
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  4
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  5
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  6
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  7
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  8
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  9
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  10
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  11
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  12
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  13
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  14
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  15
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  16
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  17
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  18
Sanatçı Yeşim Kale İle Sanatına Dair Röportaj  19

Bülten

Sanat ile ilgili gerçekçi gelişmelerden haberdar olmak için
e-bültene üye olun.

Please place your phone in an upright position.