Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...

Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...

Ressam Zuhal Neccar ile Sanatçı Kimliğine Dair... 

Sevgili okuyucularımız; sanatçı kimliği ve içten sevecen yaklaşımlarıyla Sanatçı Zuhal Neccar ile sanatına dair yaptığım röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim... 

Sanatçı Zuhal Neccar katıldığı resim yarışmalarında yapıtları sergilenmeye değer görüldü. 16 kişisel sergi açtı ve birçok karma resim sergisine katıldı. Üretmiş olduğu birçok eseri kamu ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdürmektedir. 

Zuhal Neccar’ın vereceği cevaplar sanatseverlerini memnun edeceğini biliyor ve kendisine başarılar diliyorum... 

Sorularıma başlamadan önce; Teknolojinin geliştiği ve evrildiği, aslonan ve sanal gerçeklik arasındaki farkı anlamaya çalıştığımız şu dönemde Ressam Zuhal Neccar kendisine renkler ile Çağdaş Sanatın dışavurumunu folklorik resimlerle “farklı” bir dünya çizerek kendisine bir kaçış yarattığını söylüyor.  

İzleyiciyle arasındaki köprüyü “Tuvalimdeki her şey benden özgün bir görüntü olmalı ama seyredenlerin de kendinden bir şeyler bulması ve iletişim kurması için bildikleri öğeleri içermeli” diyerek özetliyor. 

-Zuhal Hanım merhaba... Nasılsınız? Bize kendinizden bahseder misiniz? 

Merhaba Zambak Hanım iyiyim teşekkürler. Siz de iyisiniz umarım. Ben ZUZU Zuhal Neccar. 1964 İstanbul doğumluyum.  

1997 Yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Neşe Erdok Atölyesinden mezun oldum. Şimdiye kadar 15 solo sergi açtım. 16. sergimi 29 Nisan 2023 tarihinde Üsküdar/İstanbul’daki Atölye Sanat Hayatı Galerisinde açıyorum. Herkesi beklerim. Ben; 21 Yıl MEB’ de Resim Öğretmeni olarak görev yaptım ve yeni emekli oldum. Bir oğlum var yurt dışında yaşıyor. Emekli olduktan sonra 2 atölye açtım kapattım. Şu an evimde resim yapıyorum ama tekrar atölye açmayı düşünüyorum. Atölye şartmış çok gerekliymiş onu anladım. Evden ayrı bir mekânda çalışmak daha iyi. Resimleri icra etmek açısından ve misafir karşılama açısından. 

-Sanat hayatınız ne zaman başladı? Sizi resim sanatçısı olmaya yönlendiren ne olmuştu?

Sanat hayatım 4 yaşında ressam olmaya karar vermekle başladı. Annemin resim sanatçısı olmamda katkısı çok büyüktür.4 yaşlarındayken bir şeyler karalarken hatta duvarları da karalarken annem bir kâğıda karikatür yaptı. Aynısını yapabilmek için günlerce uğraştım yapamadım. Anneciğim beni bu kadar hevesli görünce dedi ki “benim kızım ressam olacak” ben de ona “ressam ne demek” diye sordum. Annem de “yani hep resim yapar” ben de cevap verdim “ben de hep resim yapacağım” böylelikle kaderim de yazılmış oldu. Ben hep resim yaptım ve halen de resim yapıyorum. Onun için az resim yapmış olan ressamları da hemen tanıyorum. 

-Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa duygu ve ruhani yaklaşımlar mı ön plana çıkıyor? 

Resim yapmayı eğitimle desteklemek en ideal yoldur ama doğuştan yetenekli olanlar bu konuda çok şanslıdır. Bu yeteneğe sahip olan insanlar şiddetli bir şekilde resim yapma arzusu hissederler. Hatta resim yapmadan rahatlayamazlar ve yapmadıklarında suçluluk hissederler. Resim eğitimi almamış olan bu yetenekli insanlar naif ressam olurlar. Naif ressamların bazen özgünlük üstünlüğü de olabiliyor. Hatta naiflerin daha özgün kalabilme şansları da olabiliyor. Duygu ve ruhani yaklaşımlar ön plana çıkabilir. 

-Yakın dönemde ülkemizde yaşanmış olan deprem sanatınıza nasıl bir etki oluşturdu? Birçok alanda bağışlar oldu... Siz de eserlerinizi bağış yaptınız mı? 

Deprem herkes gibi beni de çok üzdü. Sadece biz üzülmedik dünya ülkeleri de çok üzüldü ve yardımlar geldi. Ben de elimden geldiğince eserlerimi bağışlayarak yardımda bulundum. Müzayedelere en sevdiğim, hatta satmaya kıyamadığım en son yaptığım ve en yeni 7 adet tablomu bağışladım hepsi de satıldı. Ayrıca da para bağışı da yaptım. 

-Açmış olduğunuz solo sergileriniz sanatsal gelişiminize etkili ve faydalı oldu mu? 

Bence solo serginin sanatsal gelişime etkisi olmaz. Demek istediğim sadece solo sergi açmanın sanatsal gelişime etkisi olamaz. Çok çalışmanın sanatsal gelişime katkısı ve etkisi olur. Resimleri satma kaygısının olduğu zaman açılan solo serginin de sanata sanatçı üretimine yani daha yaratıcılığa etkisi olmaz. Bol araştırmak, belki farklı teknikler ve malzemeler denemekte gerekebilir. Solo sergi açmak bu bağlamda engelleyebilir de bence. 

-Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir? Hangi konularda resimler yapıyorsunuz? 

Çok disiplinli bir şekilde veri toplamaya çalışmıyorum. Tamamen doğaçlama yapıyorum aslında. Oyuncak bebekler beni etkilemiştir hep. Çocukken oyuncak bebeğim olmamıştı ona bağlıyorum. Ara sıra eve süs olsun diye oyuncak bebek aldığım da olur. Eve gelen kız çocuğu olduğunda ona hediye ederim. Resme başlamadan önce çoğu zaman ilham gelir. 2010 yılı ve öncesinde ilham kaynağım Anadolu’nun kültürel çeşitliliği ve renk zenginliğiydi. Onun için folklorik resimlerim çoktur web sayfama bakarsanız orda mevcut.  

Lebriz.com/zuzuzuhalneccar Konular da tatbikî farklıydı. Şahmaranlar, Mehterler, Matruşkalar, Ay tanırıçası Hekateler, Kraliçeler vs. Bir ara 2010 yılları ve sonrasında dekoratif soyut resimler de yaptım. Daha iyisini daha sanatsalını nasıl yaparım diye hep uğraşıyorum. Yakın zamanda gene soyut resim denemelerim oldu. Resim konularım; aile üzerine oluyor. Bir arkadaşım şöyle bir yorum yaptı “küçük çocuklar aile resmi yaparlar sen de öylesin konuların aile oluyor”. Elbette resim yaparken bilinç altımız da devreye giriyor. Kim bilir neden öyle. 

-Türkiye’de katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz? 

Eserlerime karşı müthiş bir beğeni var. Ve de takdir var. Bir resim öğretmeni arkadaşım solo sergime geldiğinde elimi öpmüştü hiç unutmam. Bir anımı daha anlatayım; Fuarlardan birinde bol kedili ve süs bebekli bir resmim vardı bir eserimle katılmıştım. Küçük bir kız çocuğu annesini çeke çeke benim eserimin önüne getirdi “anne bak, bak” dedi. Çok beğenmişti annesi de çok beğendiğini söyledi bu beğeniler beni çok mutlu etti. 

-Sanatın iyileştiren ve bütünleştiren gücü hakkında ne söylemek istersiniz? 

Sanatın iyileştiren ve bütünleştiren gücünü ben kendime göre anlatayım. Resim yapma dürtüsü bende alışkanlık yaptı. Yapmadığım zamanlar mutsuz oluyorum. Suçluluk duygusu hissediyorum. 

Çok mutsuz olduğum zamanlardan birinde kendi kendime sordum “neden mutsuzum? “Sonra dank etti” aaa! ben resim yapmıyorum! Resim yapayım da iyileşeyim” Gerçekten beni iyileştiriyor. Belki bir enstrüman çalan kişi de o aleti çaldığında iyileşebilir. 

-Sanat tarihinde sizi etkileyen akımlar, dönemler hangileridir? Sanatçılar kimlerdir? 

Etkilendiğim sanat akımları sırasıyla şöyle: Post Empresyonizm, Pop Art ve Sürrealizm. Sanatçılar Van Gogh, Gustav Klimt ve Salvador Dali. 

-Türkiye ve dış ülkeler arasındaki sanat akımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fark hangi boyutta? 

Eski yüzyıllarda dini inançlar ve aşırı baskılar sanatta geri kalmamızı sağladı. Resim ve heykelin günah olduğunun düşünülmesi özellikle de heykele put gözüyle bakılması sanatçılarımızın üretimini engellemiştir. Ama aradan çok zaman geçti. Devrimler oldu her şey değişti. Biz de batılılar gibi özgün resimler ve heykeller yapmaya başladık. Biz Türklerden de çok iyi sanatçılar çıkmaya başladı. Batıya ayak uydurabildik diye düşünüyorum. Gerçek sanatçı geri ülkelerden de çıkabilir, en ileri ülkeden de. Sanatçılık farklı bir şey. Sanatçı sonradan olunmaz, sanatçı olarak doğulur. 

-Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınızı yazarsanız faydalı olacaktır? 

Web.: lebriz.com/zuzuzuhalneccar, facebook: Zuhal Neccar, 

İnstagram: zuzu_ressamzuhalneccar, zuzuartzuhalneccar, boncuk_elmas397 

GSM: +90 553 396 21 26 

-Resim çalışmalarınız için atölyeniz var mı? Çalışmalarınızı nerede yapıyorsunuz? 

Emekli olduktan sonra 2 yıl içinde 2 atölye açtım ve kapattım. Şu an kendi evimde resim yapıyorum Şişli-Feriköy’de. 

-Yaptığınız sanat ilgi görüyor... İzlenimlerinizden bahseder misiniz? 

Bu sorunun cevabını 7. Şıkta cevaplamıştım sanırım. 

-Resim yaparken ya da bitirdikten sonra burası olmadı ya da içinize sinmediğinde sil baştan mı başlıyorsunuz? Bu hatayı nasıl gözden kaçırdım dediğiniz oluyor mu? 

Resmi bitirdikten sonra hatalı bir yer varsa ve farketmişsem hemen düzeltirim. Ya da resim bitti ama içime sinmediyse çoğu yerini değiştiriyorum. İlkem: Önce ben beğeneceğim.! 

-Sanat hayatınızda ödül aldınız mı? Bahseder misiniz? 

Hiç ödül almadım. Katıldığım resim yarışmalarında resimlerim sergilenmeye değer görüldü o kadar. 

-Resim alanında kendini geliştirmek isteyen kişilere ne tür önerilerde bulunursunuz? 

Güzel Sanatlar Üniversitesine başlayamıyorlarsa Resim kursuna gitsinler. Farklı hocalardan kurs alsınlar ve çok resim yapsınlar çok çalışsınlar. Ebru Gündeş yarışmaya katılan kişiye şunu önermişti “çok şarkı söylemelisin. Söylemediğin belli oluyor. Çok şarkı söyler ve çalışırsan şarkın, sesin ve yorumun daha güzel olur” Buna benzer bir şey söyledi. 

-Sanatseverlere duyum olması için yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı? 

Evet var. 29 Nisan 2023 Cumartesi günü saat 17:00’de Bülent Önal Endülüs’ten İstanbul’a Gitar Dinletisi ile “Atölye Sanat Hayatı” nda açılışı benim Solo Sergim ile olacak galeriye sanatseverleri beklerim. 

Sergi Adresim: 

Atölye Sanat Hayatı 

Cumhuriyet Mahallesi, Şair Mehmet Akif Ersoy Sokak, No: 32 Üsküdar/İstanbul 

-Son olarak okuyucularımıza neler bildirmek istersiniz? 

Resim tarzımdan biraz bahsetmek isterim. Çıkış noktam Anadolu’nun kültürel çeşitliliği ve renk zenginliğidir. Ben kendimi Pop Art ve Sürrealizm sanat akımlarına yakın hissediyorum. Yaptığım resimlerde insanlarım dikkat ettiyseniz izlenildiğini izler. Siyahi insanlar benim tarzımın büyük bir parçası oldu. Onlatın ötekileştirilmelerine karşı bir duruş sergiliyorum. Böylelikle siyahi insanlara karşı bende bir sevgi ve hayranlık oluştu. Yaptığım resimlerde iri gözler dikkat çeker. Çünkü evrim gözleri büyütüyor. Sonsuzluğa bakmalıyız artık. Sonsuzlukta ışık arıyoruz. Gözler ne kadar büyürse geçmiş yaklaşır. Dev teleskoplar gibi. İnsanlarım objektife bakarlar. İnsanlarım kendisini izleyenleri izlerler. Bazı arkadaşlarım bana “zuzu” diye hitap ederler. Zuzu demek; tatlı, yavru, bebek, küçük, sevimli demektir. Benim resimlerimdeki insanlarım da aslında bebektir ve çocuk bakışlıdır. Başlar aşağı eğiktir ve objektife bakar. Aynı küçük çocuklar gibi. Utanan ürken çocuk annesinin arkasına saklanıp bu şekil bakar. Çocukken her çocuk gibi ben de öyle bakardım. Temiz saf bir şey bilmiyorum bakışıdır. İyi insan masum insan bakışıdır. İnsanlarım ayıca toprağın kucağında yaşayan sevgilerdir. Resimlerimde kaos ve mutsuzluğa yer yoktur. Resimlerim monoton değildir.  

Zambak hanım röportajınız için çok teşekkürler. Sergime tüm sanatçı ve sanat severleri bekliyorum. Herkese sevgi ve saygılar diliyorum. 

  

 

 

Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  1
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  2
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  3
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  4
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  5
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  6
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  7
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  8
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  9
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  10
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  11
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  12
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  13
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  14
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  15
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  16
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  17
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  18
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  19
Ressam Zuhal Neccar İle Sanatçı Kimliğine Dair...  20

Bülten

Sanat ile ilgili gerçekçi gelişmelerden haberdar olmak için
e-bültene üye olun.

Please place your phone in an upright position.