Ressam Mine Ergun ile Sanatına Dair...
Sevgili okuyucularımız Ressam Mine Ergun ile sanatına dair yaptığım röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim...
Türkiye’de resim sanatının çeşitli felaketler ile birlikte sanal dünya’ya da açıldığını görüyoruz. Sanat galerilerinin sanal galerilere dönüştüğü bu dönemde dünyanın herhangi bir yerindeki müzeyi, sergiyi gezip eserleri inceleyebilirsiniz. Sanatçı olarak ise eserlerinizi online müzayedelerde seyirciyle buluşturabilirsiniz. Sanatını galerilerde eserlerinin tanıtımı ile gerçekleştiren Ressam Mine Ergun ile biz de röportaj yaparak sanatına olan duyarlılığını sorularıma verdiği yanıtlarla gerçekleştirmiş olduk...
-Mine Hanım merhaba... Nasılsınız? Okuyucularımıza kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba Zambak Hanım, çok teşekkür ederim. Elbette...
İstanbul doğumlu ve İlahiyat mezunuyum.
Çocukluk yıllarım Beşiktaş Barbaros, Yıldız parkı, Yahya Efendi, Çırağan, Ortaköy hatıraları ile geçti. Sanatkâr bir babanın kızıyım. Sanatla dolu bir ortamda İstanbul'da yaşıyorum. Resim, müzik ve hikâye yazımı, resimleme üzerine çalışmalar yapıyorum. Yazarlık üzerine 4 ay süreli eğitim aldım. Eğitim sonunda şiir yarışmasında 1. oldum. 2009'da Sayed dergisinde kısa süreli sinema köşesinde yazdım.
-Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?
Çocukluk yıllarımdan bugüne Akademik bir ortamda ve bir dönem Taksim' deki atölyemizde boyanın içinde yetiştim. İlk tablom, Babam Ressam Arif ERGUN'un 2005' de açtığı "Gül-i Muhammed-i" Solo Sergisinde görücüye çıktı. 63 gül tablosunun içinde 1'i imzamı taşıyan tek t.ü.y.b tabloydu. Ve açılış günü satıldı. Resim hayatımda hep vardı... Sanat yolculuğumda en güçlü destekçimse annem oldu.
-Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor? Siz eğitim aldınız mı?
Akademik bir eğitim elbette çok güzel olur, fakat sadece yetenek yeterlidir diyemem. Üzerine çokça katarak, araştırarak, izleyerek, yetenek işlenmeli gelişmeli. Zaten o geliştikçe seviye de kazandırıyor.
Şahsen resim üzerine eğitim almadım.
Babam Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi mezunu, Grafiker & Ressam. İstanbul'da birçok kişisel sergiler açtı. İyi bir izlenimci olarak o sergilere hazırlık sürecinde menajerliğini yaptım. Dolayısıyla genetik geçen ilgi, merak, araştırma, sayısız deneme ve çalışmalarla bugüne geldim. Hyperrealist tekniğinde Mehmet Doğan Hocamın kısa bir süre online eğitimine katıldım.
-Ne tür resimler yapıyorsunuz? Temanız nedir?
Soyut resim [Abstract Painting] üzerine özellikle son 3 yıl arayış ve çalışmalarla geçti. Tarzı yakalamaksa gerçekten zaman alan, sabır isteyen bir durum. Klasik ve Hyperrealist çalışmalarda yaptım, fakat soyutta kendimi buldum. Şu anda kendi tarzımı yakaladığım soyut koleksiyonumda çalışmalarımı sürdürüyorum.
Tema genellikle dinlediğim müzik türleriyle tuvalde şekillenen renk kütleleri, bana geçen hissiyatın renk notalarıyla buluşması. Soyut Enstrümanlar.
-Sizce sanat kim için ya da ne içindir?
"Sanat insan içindir" demek daha doğru geliyor bana, sanat bir bakıma insanların duygu ve düşüncelerinin dışa vurumudur. İnsan sanatı kendi için de toplum için de özellikle birisi için de yapabilir. Temelde sanata duygu ve düşünceleri olan, sanata yorum katacak olan da insandır sanatı gerçekleştiren de.
-Farklı çalışmalarınız var... Nasıl bir duygu ile çalışmalar yapıyorsunuz?
Müzik eşliğinde, tınıların ritmiyle çalışıyorum.
-Çalışmalarınız ile vermek istediğiniz mesaj nedir?
Dikkatle baktığınızda koleksiyonun özünde çellist, violin vb. yaylı enstrümanlar var.
"Özgünlük, özgürlük, yenilik, yeniçağa sesleniş."
-Profesyonel sanat hayatınızda neler yapıyorsunuz?
Çok sıkı çalışıyorum. Soyut Koleksiyon çalışmalarım devam ederken ek olarak, İsmek bünyesinde ud branşında 15 yıl önce 4 yıl sertifikalı eğitim almıştım. 2018'den bugüne [Pandemi de ara verdik] toplu icralara katılıyorum. Usta eğitimciler ve şefler eşliğinde konser hazırlığı yapıyoruz. Şu anda çok kıymetli Tarık Kemancı Hocamın önderliğinde yakında bir toplu icra konserimiz var. Ek olarak; çocuk kitabı üzerine hikâye yazımı ve resimleme ile basıma hazır bir kitabım var, illüstre üzerine sevgili Rukiye Yalnız Hoca'mın çok katkısı oldu.
-Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?
Kendi tarzıma ve eserlerimin çıkışına yönelik etkilendiğim bir sanatçı olmadı. Fakat dünyaca bilinen, müziğini çokça dinlediğim virtüöz çellist Hauser oldu.
-Sanatınızı icra ederken tema oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?
Sadece bir eserin üzerinde kompozisyonu kurgulama, renk analizi, hareket ve biçimi, orantısı [altın oran] ayrı ayrı zaman alan unsurlar. Ek olarak detay işleme de abartıya kaçma, kaçmama arasındaki dengeyi yakalamak da ciddi mesai istiyor.
-Katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?
Sergilere gelen davetliler misafirlerden hissiyatımın geçtiğini, dikkat çektiğini, merak uyandırdığını söyleyebilirim. Etki bırakıyorum.
Aurası olan eserler ürettiğim için orjinalliği, özgünlüğü fark eden birçok galeri ve küratörden sergilere davetler almak çok güzel.
-Türkiye’de katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?
Türkiye 'de sadece İstanbul içi sergilere katıldım. Çok güzel buluyorum.
-Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Zaman değerlendirmesi ile geri dönüşü de olsun” düşüncesi ile mi sanatınızı icra edersiniz?
Şartlandırma yapmak yerine program yapar ve takvime uyarım.
-Sanatın iyileştiren ve bütünleştiren gücü hakkında ne söylemek istersiniz?
Bana göre sanat; Sessizliğin içinde sesleniştir, merhemdir iyileştirir.
-Karma ve varsa solo sergi açılımınızdan bahseder misiniz?
3 yıl boyunca 6 Karma sergide yer aldım. 2023 IAAF fuarına üzerinde 6 ay çalıştığım soyut koleksiyona ait iki eserle katıldım.
Solo sergim koleksiyon eserleri istediğim sayıya ulaştığında tarihi netleşicek.
-Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Faydalı oluyor mu?
İnstagram hesabımda daha çok aktifim @udiyemine tabi ki oluyor.
-Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Manevi yönünün dışında maddi olarak da sevindirici oluyor mu?
-Yakın zamanda katılmış olduğunuz “Four Seasons In Pera Palace” sergi katılımızdan bahsederseniz okuyucularımız bilgi almış olurlar…
Pera Palace katılımım son anda oldu. Sevgili Yonca Hanım sayesinde dahil oldum. IAAF 'de serinin mavisi çello hayranına gitti. Akrilik tekniğini uygulayarak katman katman çalıştım.
Bu soyut koleksiyona "SESLENİŞ" adını verdim.
Bunu da ilk kez sizinle paylaşıyorum.
-Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Zihnin hayal gücü uyanmışsa sakın durma, harekete geç. Mine Ergun
SESLENİŞ' in büyük ses getirmesi dileğimle.