Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…

Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…

Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair 

Sevgili okuyucularımız Ressam Gülşah Terzi ile sanatına dair yaptığım röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim... 

Sanatını galerilerde eserlerinin tanıtımı ile gerçekleştiren Ressam Gülşah Terzi ile biz de röportaj yaparak sanatına olan duyarlılığını sorularıma verdiği yanıtlarla gerçekleştirmiş olduk... 

-Gülşah Hanım merhaba... Nasılsınız? Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? 

Merhaba çok iyiyim teşekkür ediyorum. Öncelikle sizin de bilmediğiniz bir detayı paylaşmak istiyorum, ilk katıldığım sergide sizinle tanışmış olmam ve ilk röportajımı sizinle deneyimliyor olmam benim için büyük şanstır. Bu nedenle bu deneyimimde fazlasıyla acemilik ve heyecan fark edeceksiniz. Sorunuza gelecek olursak, kim olduğum hakkında bilmek istediğiniz akademik, sosyal veya kültürel gibi birçok açıdan tanımlama yapabilirim ancak bunu hayatımda pek tercih etmiyorum o yüzden deneyeceğim:) Eğitimimi yabancı dil ağırlıklı bölümlerde tamamladım, sonrasında sivil havacılık camiasına adım atarak tüm dünyayı gezme ve görme şansına sahip oldum, tabi ki bu da bendeki ‘daha fazla insan, daha fazla kültür’ merakını tetikledi. Her gittiğim ülkede sergi veya sanat müzelerini gezmeye çalıştığımı fark ettim. Sanat merakı ne zaman başladı diye sorarsanız inanın bilmiyorum, güzel olan her şeye inanılmaz zaafım ve merakım vardır. Sanırım sanatın her türlüsü beni şaşırtmaya ve heyecanlandırmaya devam ettiği için tutkum olmuştur diyebilirim. 

-Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu? 

Babamın teknik ressam olduğu dönemlerde o çizim yaparken kucağında benim heyecanla izlediğim fotoğraflarımı gördüğünüzde ‘babadan gelen bir merak’ diyebilirsiniz. Ben de daha sığ bir şekilde ‘can sıkıntısından boyamaya başlamak’ olarak sizi hayal kırıklığına uğratabilirim, bunun tahlilini size bırakmak isterim. Aslında kendimi ne zaman keşfettiğimi, merakımı ne zaman cesaretle birleştirip tuval karşısına geçtiğimi iki ayrı dönem olarak özetleyebilirim. Hepimizin de çok iyi bildiği ve mutlaka eserlerine hayran olduğu bir ressamla tanışma fırsatı bulduğum o günden öncesi ve sonrasıdır… Son derece büyük bir hevesle ilk tuvalimi elime aldığım tarihi ve boyalarla tanıştığım tarihi net hatırlamıyorum ancak pandemiden hemen sonra gerçekleşen bir sergide kendisiyle tanışma fırsatım oldu. Bu beni gerçekten hem çok heyecanlandırmış hem de soru sorma isteği uyandırmıştı. Çünkü bilmek istiyorsunuz, o ilk adımı attıkları zamanları, başarıları olduğu kadar başarısızlıklarını, hayallerini ve hayal kırıklarını kısacası başarıya giden yoldaki taşları, dikenleri, çiçekleri, ağaçları bilmek istiyorsunuz:) Bir sanatçının her şeyden önce kalbe dokunmasıdır onu diğerlerinden farklı kılan değil mi? O yüzden daha farklı daha enteresan görülmez mi sıradan olan biz insanlardan…O gün sorularıma verdiği cevaplar, etrafındaki insanlara üstten gören ve aşağılayıcı tavırları ne yazık ki egonun ve kibirin gölgesinde o çok sevdiğim ressamın tuvallerine benim açımdan tabiri caizse ‘kan sıçratmış’ ve büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. O gün sonrası da elime fırça almayı bıraktım, ancak merakım ve tutkum beni bırakmadı ve bir süre ara verdikten sonra tekrar başladım. 

-Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor?  

Ben çok uzun süre ‘alaylı’ olarak resim yaptım, öyle ki tarzımın ‘abstract exspressionism’ olduğunu çok sonradan öğrendim. Evet bence ressam olmak için okulunu okumuş olmak zorunluluk değil, ancak eğitimini almak gerekiyor diye düşünüyorum. Geçenlerde değerli hocam Sabir Mehdiyev’e bunu sormuştum ‘teknik bilmek başka, yetenekle resime imza atıp bitirmek başka’ demişti. Yani tekniğini bilen herkes resim yapabilir ancak öyle bir yerde daha önce kimsenin bilmediği ve göremeyeceği öyle bir nokta koyar ki resim bambaşka bir hal alır, işte orada sonradan öğrenilemeyen tek şey ‘yetenek’ devreye giriyor sanırım… 

-Eserlerinize dair eğitim aldınız mı?  

 Alıyorum evet, çok yeni karakalem eğitimine başladım mesela… Neden bu kadar geç diyecek olursanız, eğitim almaktan korktum açıkçası, yeteneksiz olmaktan ya da beğenilmemekten… Babamın ‘önce tarzını oluşturup tarzını aradın, şimdi eğitimle kendini gerçekleştirme şansı bulursun ‘tavsiyesi sonrasında duayenlerden öğrenebileceğim her şeyi öğrenmek için eğitim hayatıma (sonsuz öğrenmeye) uzun uzun yıllar devam edecek gibiyim:) 

-Sizce sanat kim için ya da ne içindir? 

Ruhu olan her şey için bence… Yaşamakta bir sanat değil midir? Ne demiş Eric Fromm ‘Yaşamak da başlı başına bir sanattır; gerçekte insanın uğraşması gereken en önemli, aynı zamanda en güç ve en karmaşık sanattır. Yaşama sanatında, insan hem sanatçıdır hem de sanatın objesidir. Hem heykeltraş hem mermerdir hem doktordur hem de hastadır.’ 

-Ne tür resimler yapıyorsunuz? Temanız nedir? 

Keşfediyorum ve hala öğreniyorum… Babam resimlerime bakıp dışavurumcu olduğumu söylediğinde sanat akımlarına dair çok fazla bilgim yoktu. Her tarzı çok beğeniyorum ancak soyut çalışmak kendimi ifade etmenin en iyi yolu gibi geliyor şimdilik… 

-Farklı türlerde çalışmalarınız var... Nasıl bir duygu ile çalışmalar yapıyorsunuz? Çalışmalarınız ile vermek istediğiniz mesaj nedir? 

Her çalışmamda bir hikâye var aslında…Kimi zaman bana ait hikayeler kimi zaman başkalarının hikayeleri… İlk katılmış olduğum sergide buna benzer bi soruyla karşı karşıya kalmış ve yaparken hissettiğim duyguları, anlatmak istediğim şeyleri o an kelimelere dökememiştim. Fark ettim ki duygu ve düşünceler ‘an’lık…Ve o ‘an’ zamanla yerini kelimelerle anlatılamayan soyut kavramlara bırakıyor. O ‘an’ anlatmak istediğimi zamanla resimlerimin karşısına geçtikçe farklı şekillerde yorumlar buluyorum kendimi. Tek bildiğim hisleri aynı kalıyor, hissettirdikleri… O yüzden çalışmalarımda siz ne hissediyorsanız ben onu anlatmak istiyorum. Çalışmalarım sizin kalbinize, ruhunuza dokunabildiği sürece var ve sizin hissettikleriniz onları daha anlamlı kılıyor. 

-Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz? 

Olmaz mı, Vincent Van Gogh ve John Singer Sargent, Jackson Pollock ve daha adlarını sayfa sayfa yazmak istediğim niceleri…Onlardan etkilenmemek elde değil zaten. 

-Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir? 

Entellektüel bir yaklaşımla bu cevabı veremiyorum ne yazık ki, samimi olmak isterim, duygularım ve renklerin duygularımla dansını kullanmayı seviyorum. Tarifi yok, tekniği yok, reçetesi yok…  

-Sanatınızı icra ederken tema oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu? 

Kafamda canlandırmayınca tuvale dökemiyorum. Tuvalin önünde saatlerce oturup müzik dinlediğim, bir çizik atmadan kalktığım da oluyor,13 saat hiç durmadan resim yaptığım da… Belli bir sistem veya teknik üzerinde düşünüp çalışmıyorum konuda da ruhumla hareket ettiğim doğrudur:) 

-Katılmış olduğunuz karma sergiler hangileridir?  

Uzun zamandır resim yapıyorum ancak sergilemek konusunda kendimi hiçbir zaman yeterli görmemiştim, bunu ilk karma sergiye katılmam için destekleyen sevdiklerimle kırdım ve o sergi Tarihi Kethüda Hüsrev Hamamı’nda gerçekleşen ‘SPLENDID’… Sonraları birçok karma sergide daha bulundum ancak tarihin dokusuyla sanatın birleşmesi beni çok büyülediği için mekânın ön planda olduğu son katılığım sergi Kapadokya Güray Müze’de ‘FUGITHORA’ oldu. Bu minvalde tarihi dokusuyla resimlerimi buluşturabileceğim mekanların cazibesiyle seçici olmayı deneyimliyorum, bu nedenle devamında gerçekleşecek tarihi mekanlardaki sergiler için sabırsızlanıyorum. 

-Sergilerdeki eserlerinize dair beğeniyi nasıl görüyorsunuz? 

Sergilerin açılışında mutlaka bulunuyorum, çalışmalarımın yanında durup gözleri tablolarla buluşan herkesin gözüne ve beden diline bakıp tahminde bulunurum. Merakla incelemeye devam ediyorlarsa bu beni mutlu ediyor, bu benim ritüelim:) Tablomu anlatmayı pek sevmiyorum, bu nedenle insanların beğenilerine teşekkür edip, tablo hakkındaki sorularını kişinin kendine çevirdikten sonra manayı kişide saklı tutmayı, tabiri caizse ‘iki kişilik bir sır’ gibi saklamayı seviyorum… Bu benim için bir tür küçük bir mana oyunu olabilir. 

-Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Zaman değerlendirmesi ile geri dönüşü de olsun” düşüncesi ile mi sanatınızı icra edersiniz? 

Hayır, resim yaparken de zaman yoktur benim için… ’Zamanla yarışmak’, zamana karşı olmak’, ’zamana bırakmak’ değil her şey gibi ‘zamanında’ olmasını seviyorum. Ve çalışmalarım Zaman’la bazen mükemmel bir uyum içinde, bazen de ‘inatlaşarak’ ilerler. İnatlaştığı için yıllardır bitmeyen tablolarım var mesela…Ya da ahenk içinde 8 saatte bitenler… 

-Sanatın iyileştiren ve bütünleştiren gücü hakkında ne söylemek istersiniz?  

Ütopik buluyorum, genel geçer bir yorum. Sanat bireyseldir, kişiye özeldir… Ruhu olan herkes içindir ancak iyileştirir mi bütünleştirir mi orası tartışılır… Öyle olsaydı dünya çok güzel ve yaşanır bir yer olurdu, zira yaşamın dayanılmaz zorluğuyla başa çıkamayan muhteşem eserleri ardında bırakan Van Gogh sanatını iyileşmek için kullanamamıştır da belki iyileştirmek için vesile olmuştur kim bilir… 

-Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu? 

Evet var; GT ART ISTANBUL. Ancak fayda sağlamak için değil kimliğimden ayrıştırmak için kullanıyorum. 

-Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Tabii ki manevi yönünün dışında maddi olarak da sevindirici oluyor mu? 

Çalışmalarımın mutlaka maddi bir karşılığı var, ancak hepsini STK’lardan herhangi birine veya benim seçtiğim SMA’lı bebek için yapılacak bağış karşılığında teslim ettim ve bağış yapılan tutarlar son derece sevindirici olmuştur benim açımdan. Para konuşmaktan ve pazarlıktan hiç hoşlanmam bu nedenle bunun muhatabı olmak beni sanata küstürsün istemem, emeklerimin karşılığının pazarlığını yapmak isteyen de şimdiye kadar hiç olmadı… 

-Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir? 

Röportajın başında da söylediğim gibi, bu şansı bana verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sanatçı ve sanatsever teşvik edici olmalı, nesillerden nesillere aktarılabilmesi için önce gönül vermeli… Ayrıca gönül verenlerin gönlünü, hevesini kırmamak da büyük meziyet tabi… Bu yolculukta beni teşvik ve takdir eden aileme ve dostlarıma, geçmiş ve gelecekteki tüm sanat aşıklarına saygı, sevgi ve hürmetlerimle… 

 

 

 

Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  1
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  2
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  3
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  4
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  5
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  6
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  7
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  8
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  9
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  10
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  11
Ressam Gülşah Terzi ile Sanatçı Kimliğine Dair…  12

Bülten

Sanat ile ilgili gerçekçi gelişmelerden haberdar olmak için
e-bültene üye olun.

Please place your phone in an upright position.