Ressam Burcu Eşiyok İle Sanatçı Kimliğine Dair…
Ressam Burcu Eşiyok ile Sanatçı Kimliğine Dair…
Sevgili okuyucularımız Ressam Burcu Eşiyok ile sanatına dair yaptığım röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim...
Türkiye’de resim sanatının Pandemi ile birlikte sanal dünya’ya da açıldığını görüyoruz. Sanat galerilerinin sanal galerilere dönüştüğü bu dönemde dünyanın herhangi bir yerindeki müzeyi, sergiyi gezip eserleri inceleyebilirsiniz. Sanatçı olarak ise eserlerinizi online müzayedelerde seyirciyle buluşturabilirsiniz. Sanatını galerilerde eserlerinin tanıtımı ile gerçekleştiren Ressam Burcu Eşiyok ile biz de röportaj yaparak sanatına olan duyarlılığını sorularıma verdiği yanıtlarla gerçekleştirmiş olduk...
Burcu Hanım merhaba... Nasılsınız? Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba, teşekkür ederim. 1988 İstanbul doğumluyum. İletişim Fakültesi mezunuyum. Küçüklüğümden itibaren hep bir sanat dalı ile igili bir alanda eğitimimi tamamlamak istiyordum ama hayatın akışı beni iletişim okumaya yönlendirdi. Küçük yaştan itibaren iş hayatına atıldım. Çalışırken aynı zamanda eğitimimi tamamladım ve aynı zamanda anne oldum. Hepsini aynı zaman içerisinde yaparken bir yanda da resim ile ilgileniyordum ve halen ilgilenmekteyim. Resim benim için her zaman bir sığınak oldu. Kendimi en iyi ifade ettiğim en güvendiğim arkadaşlarım tuvallerim, fırçalarım ve boyalarım.
Resim yapma sanatına ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?
Küçük yaşlardan itibaren hep kendimi resim yolu ifade ediyorum. Resim yapmaya daha yoğun bir şekilde zaman ayırdığım dönem Pandeminin ilk yılları oldu. Bir bilinmezliğe doğru süreklendiğimiz dönemde kendimi en güvenli, huzurlu, sağlıklı hissettiğim yer resimlerim ve resimlerimdeki çocuklarım oldu.
Ressam olmak için eğitim almak gerekiyor mu? Yoksa yetenek daha mı ön planda oluyor? Siz eğitim aldınız mı?
Resim yapabilmek ya da yapmak insanın içerisinden gelen bir dışarı taşma hali. Renklerin, çizgilerin içinde kaybolmak, seyahat etmek, kendini ifade etmek, renkler dünyasında kendini özgür hissetmek bence içten gelen bir müzik adeta. Eğer yaptığınız iş sizi gerçekten tatmin etsin ve kullanacağınız metodlara hakim olmak istiyorsanız ve kendinizigeliştirmek istiyorsanız her alanda olduğu gibi resim alanında da eğitim şart.
Sizce sanat kim için ya da ne içindir?
Sanat ilk başta sanatçı içindir. Kendi içinin dışa vurumudur. Kendini ifade biçimidir. Kendisi ve izleyicisi ile olan iletişimidir. Kendi yüreğinden akıtmak istediklerini izleyicisine akıtır. Düşünmeye, sorgulamaya, hatırlamaya imkan tanır.
Ne tür resimler yapıyorsunuz? Temanız nedir?
Resimlerimin ana teması hayatımızın ilk başlangıç yolculuğumuz olan çocukluğumuz ve çocukluk yaşam izlerimiz. Ve yolculuğumuzun son durağı yaşlılığımız. Hayatımız boyunca insanlar tarafından 2 döneme de çok önem verilir. Çocuklara ve yaşlılara hep bir naiflik addedilir.
Farklı türlerde çalışmalarınız var... Nasıl bir duygu ile çalışmalar yapıyorsunuz? Çalışmalarınız ile vermek istediğiniz mesaj nedir?
Yaşamımız çocukluğumuzda mayalanır yaşlılığımızda pişer geriye izler kalır. İZ kelimesi en sevdiğim kelimedir. Resimlerimde izleyicinin nesneyle buluşup hatıralarında ki izler yolculuğuna çıkmalarını amaçlarım.
Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?
Berthe Morisot, Fahrelnissa Zeid, Neş ‘e Erdok, Henry Matisse, Gauguin
Resimlerinizin konusunu seçerken faydalandığınız veriler nelerdir?
Yaşanmışlıklar, izler, çocuklar, yaşlılar.
Sanatınızı icra ederken karakter oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?
Aslında hayatımızın akışında var olan duygularımıza odaklandığımda detay çalışma yapmama gerek kalmıyor. Resim yapmaya başladığımda nasıl hissediyorsam oyun arkadaşım da o şekilde oyuna katılıyor.
Katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?
Katılmış olduğum hem yurt içi hem de yurt dışı sergilerin her birinde açmaya çalıştığım hayatımızdaki izler alanında küçük paslaşmalarda izleyicilerin kendinden bir şeyler bulmaları beni çok mutlu ediyor ve olumlu güzel geri dönüşleri oluyor.
Kendinizi resim yapmak için şartlandırır mısınız? “Zaman değerlendirmesi ile geri dönüşü de olsun” düşüncesi ile mi sanatınızı icra edersiniz?
Kendimi şartlandırmadan içimden geldiği gibi dışa taşıyorum.
Sanatın iyileştiren ve bütünleştiren gücü hakkında ne söylemek istersiniz?
Sanat en kuvvetli efervesan. Aldığınız an ağrılarınız diner. Kendinizle barışır, sakinleşir ve eğlenirsiniz.
Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu?
Bir internet sitem ve bir instagram sayfam var. İçeriklerine @b.bertheatelier’dan erişilebilir. Tabi ki İzleyicilerim ile iletişimde kalmak adına çok faydası oluyor.
Yaptığınız sanat eserleri ilgi görüyor mu? Tabii ki manevi yönünün dışında maddi olarak da sevindirici oluyor mu?
Her iki açıdan beni sevindiren güzel gelişmeler tabi ki oluyor. Yeni insanlarla tanışma fırsatı ve onların evlerine, alanlarına işlerimle misafir olmamı sağlıyor ve benden bir iz kalıyor.
Yakın zamanda katılmış olduğunuz sergi var mı? Bahsederseniz okuyucularımız bilgi almış olurlar…
Yakın zamanda St. Antuan Kilisesi’nde karma sergim oldu.
Şubat Ayında Paris’te bir karma sergiye katılacağım.
Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?
Öncelikle güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum. Sanat bize nefes açan bir alandır. Doğaya baktığımızda sanatın en güzel örneklerini her yerde görebiliriz. Kokladığımız bir çiçek, dokunduğumuz bir ağaç ve baktığımız deniz bizi alır ve uzaklara götürür. Sanat her zaman iyileştirir. Bizler ona sahip çıkmalıyız, ruhumuzu öldürmemeliyiz.